Peri Bacaları
Kapadokya Peri Bacaları ile meşhur, herkesin de bildiği gibi. Peki Kapadokya Peri Bacaları nasıl oluştu ve neden bu yerlere Peri Bacası diyoruz?
Çok uzun yıllar önce ya da ilk yıllarda denmesi daha doğru olur, Kapadokya aslında bir iç denizdi. Erciyes Dağı, Güllüdağ, Hasan Dağı milyonlarca yıl önce lav püskürtmüş, söz konusu lav ve küller denizi kurutmuş, tüf yapılar oluşmuş. Yıllarca maruz kaldıkları sel, yağmur ve şiddetli rüzgara erozyon da karışınca aşınma başlamış, böylelikle de Peri Bacaları oluşmuş. Evler, kiliseler, manastırlar, şapeller Peri Bacalarına oyulmuş ve çok uzun yıllar boyunca buraları insanların evleri, yuvaları haline gelmiştir.
Peri Bacaları’nın en yoğun olduğu bölge ise Göreme Milli Parkı denilebilir. Peri Bacaları ismini de söz konusu yerlerde perilerin yaşadığına inanılmasıymış. Hatta bununla alakalı olarak anlatılan efsane de var.
‘’Çok uzun yıllar önce Göreme’de çalışkan bir köylü varmış. Bağlarında üzümler bol olurmuş. Yılların getirdiği yorgunluk ve yaşlılıkla eskiden kolaylıkla hallettiği işleri artık zar zor yapmaya başlamış. Bir sene de hasat, tarlasına erken uğramış, fakat işleri de hızlıca halledecek takati kendinde bulamıyormuş. Bir Peri Bacası’nın dibine oturup kara kara düşünmeye başlamış ‘’burada çok emeğim var, ya kuşlar emeğimi yer, rüzgar hepsini uçurursa’’ demiş. Zavallı adam bunları düşünüp dertlenirken elinde meşalelerle Peri Bacaları’ndan bir sürü peri çıkagelmiş ve adamın tüm işini halletmişler. İşleri bitince de ortadan kaybolmuşlar. Adam ilk başta hayal gördüğünü sanmış fakat sonra tüm bunların çalışkanlığının bir mükafatı olduğunu düşünmüş.
Yaşlı adamın komşuları nasıl olur da eli ayağı tutmayan, yaşlı birinin işleri bu kadar kısa sürede hallettiğine anlam verememişler. Ne yazık ki yaşlı adam vefat etmiş ve komşuları bu sırrı hiçbir zaman öğrenememiş.’’
Üç Güzeller
Rivayete göre çok uzun zaman önce yaşamış bir kralın dünyalar güzeli bir kızı varmış. Fakat kız çobanın biriyle birbirlerine karşı çok büyük aşk beslemeye başlamışlar. ‘’Koskoca kralın dünyalar güzeli kızı bir çobana aşık olamaz’’ düşüncesindeki kral evlenmelerine izin vermez. Fakat çoban ve kızın arasındaki aşk o kadar büyükmüş ki kralın kızı çobana kaçmış. Gel zaman git zaman ikilinin dünyalar tatlısı bir çocuğu olur. Çoban ve kız, kralın torununu gördüğü zaman onları affedeceğini düşünür ve saraya doğru yola koyulurlar. Ne yazık ki bu sevimli aile, sarayın kapısından içeri giremeden kralın gazabıyla karşılaşırlar. Kral, içinde öyle büyük bir öfke barındırıyormuş ki, askerlerine onları öldürmelerini emretmiş. Yakalandıkları zaman öleceklerini bilen kız, Allah’a ‘’bize bir mucize göster ve bizi bu azaptan kurtar’’ diye dua etmiş. Allah kızın dualarını kabul ederek ikisini de taşa çevirmiş.
Adına Üç Güzeller dediğimiz Peri Bacaları, iki büyük ve bir küçük Peri Bacasından oluşuyor. Yani anne, baba ve çocuk.
Kapadokya’da en çok fotoğrafı çekilen yerdir burası. Aynı zamanda da diğer Peri Bacaları’ndan farklı kılan şeyse Üç Güzeller’in şapkalı olmasıdır.
Kapadokya seyahatinizde asla riske atılmayacak bir konu ise konaklamadır. Kusursuz bir konaklama deneyimi sunmak üzere sizleri MDC Hotel‘de ağırlamaktan mutluluk duyarız. MDC Hotel’de kaldığınız sürede aynı zamanda Kapadokya’daki aktivitelerinizi arttırmak istiyorsanız MDC Hotel‘in kendi bünyesinde düzenlediği aktivitelere de katılabilirsiniz. Mağara otel konseptindeki odalarımızın ferah yapısı , otelin temizliği, mükemmel hizmet ve personelimizin ilgili ve yardımsever tutumu ile sizlere bir otelde aradığınız özelliklerin daha da fazlasını sunuyoruz. Konaklamanızı planlamak için ihtiyaçlarınıza en uygun odayı hemen rezerve edebilirsiniz.
