Kapadokya’da gezilecek müzeler çok önemli bir değere sahiptir. Kapadokya, tarih ve doğal güzellikler açısından Türkiye’nin en muazzam bölgelerinden biridir. Gezilecek çok tarihi yer ve doğal güzelliği bulunan bu bölge başlı başına bir müzedir diyebiliriz. Birçok kiliseye, camiye, tarihi köprülere, vadilere ve daha bir sürü güzelliğe sahip olan Kapadokya’nın her köşesi cennet gibidir desek yanlış olmaz.
Geziniz esnasında MDC Hotel‘de konaklamanızı da öneririz.
Göreme Açıkhava Müzesi
Göreme Örenyeri olarak da bildiğimiz müze, 13. Yüzyıla kadar eğitimin merkezi olarak görülmüştür. Bunun nedeni ise Kayseri Psikopozu Aziz Basil’in milattan sonra 4. Yüzyılda bu bölgeye gelerek bildiklerini insanlara yaymaya ve bir süre sonra da kendi öğrencilerini yetiştirmeye başlamasıyla vadide bir manastır hayatını başlatmasından kaynaklanmaktadır. Göreme, bir kaya yerleşim yeri olarak bilinir. Bu yerleşim yerinde de kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma alanları oyularak meydana getirilmiştir. Göreme Açıkhava Müzesi’nde gezilebilen kısımlar Aziz Basil Şapeli, Azize Barbara Şapeli, Rahipler ve Rahibeler Manastırı, Karanlık Kilise, Tokalı Kilise, Çarıklı Kilise, Elmalı Kilise ve Yılanlı Kilise’dir.
Söz konusu kiliselerde Hristiyanlığın ilk yıllarında kullanmış oldukları geometrik süslemeler ortaya çıkmaktadır.
Avanos Saç Müzesi
Kapadokya’da gezilecek müzeler arasında en merak konusu yer Avanos Saç Müzesi’dir. American ABCNews.com sitesinin yayınladığı ‘’Dünyanın En İlginç 15 Müzesi’’ listesinde 6. sıradadır. Müze aynı zamanda Guiness Rekorlar Kitabına da girmiştir.
Peki Avanos Saç Müzesini bu kadar ilginç kılan şey nedir?
Her şey bir aşk hikayesiyle başlamıştır. Müze sahibi çömlek ustası Galip Körükçü’nün atölyesine Fransız bir kadın gelir. Her geçen gün Galip Usta ve Fransız kadın arasındaki duygusal bağ daha da kuvvetlenir. Fransız turist yaklaşık 3 ay sonra ülkesine dönmeden önce Galip Ustaya onu hatırlatacak bir hediye vermek ister ve kendi saçından bir tutam hediye eder. Galip Usta’da saçları duvara asar. Duvardaki bir tutam saçın hikayesini duyan kadınlar, atölyeye gelerek kendi saçlarından birer tutam bağışlarlar. Böylelikle de Saç Müzesi ortaya çıkar.
Bir müddet sonra Fransız kadın İstanbul’a tekrar gelir ve karşılaştığı manzara karşısında şok olur. Ne kadar arasa da kendi saç tutamını bulamaz. Söylenene göre Galip Usta, Fransız kadının bir tutam saçını sadece kendi bildiği bir yere saklamış.
Günümüzde de Avanos dendiği zaman akla ilk gelen yer Saç Müzesi’dir.
Müzeye saçlarını bağışlayan kadınların adları, soyadları ve adresleri de saçların üzerinde bulunmaktadır. Özel bilgilerin korunması amacıyla müzede fotoğraf çekilmesi yasaktır.
Zelve Açıkhava Müzesi
Ucu sivri, gövdesi geniş birçok Peri Bacalarına ev sahipliği yapar. Aynı zamanda müzenin içinde yer alan kiliseler de buranın değerine değer katıyor. Zelve Açıkhava Müzesi’nde bulunan evlerin üzerine işlenen işçilik şaheser niteliğindedir. Balıklı Kilise, Üzümlü Kilise ve Geyikli Kilise’nin özellikleri de görülmeye değer güzelliktedir.
Yeraltı Seramik Müzesi
Kapadokya’nın Avanos bölgesinde Hititler döneminden bu yana çömlekçilik geleneği olduğunu herkes bilir. Babadan oğula geçen söz konusu zanaat, Avanos’u değerli kılan en büyük hazinelerden biridir.
Çağdaş müzecilik amacıyla Avanos ilçesi sınırlarında bulunan Güray Müze, bu bölgenin en büyük müzesi konumundadır. İçerisindeki sosyal etkinlik alanları, teşhir salonları ve daha birçok hizmet birimleri bulunmaktadır.
Yerden 20 metre aşağıda yaklaşık 1600 m²’lik bir Alana oyulmuştur. Dünyanın ilk ve tek yeraltı müzesi konumundadır.
Antik Eserler Salonu, Modern Eserler Salonu, Sergi Salonu ile üç bölümden oluşuyor.
Müze, ziyaretçilerini gündüz ağırlarken, akşam saatlerinde ise seminerler, yemekli toplantılar, dans gösterileri, semazen gösterileri, konserler ve daha birçok organizasyonlara bunun için ayrılan özel salonunda hizmet sunmaktadır. Yaklaşık 400 kişiye hizmet verme kapasitesine sahiptir.
Güray Seramik ve Çömlekçilik, buradaki görevini 1843 yılından beri yerine getiriyor ve çömlekçiliğin nasıl bir şey olduğunu bizlere muazzam bir şekilde sergiliyor.
Ürgüp Müzesi
Temenni Tepesi’nde yer alan Ürgüp Müzesi, tek kubbeli bir yapıya sahiptir. Müze, ziyaretçilere kapılarını 1971 yılında açmıştır.
Müzenin girişinde Mustafapaşa’da yapılan kazılar sonucunda bulunan 10 milyon yıllık dişi mamut fosili sergilenmektedir.
Müzede yer alan teşhir salonunda ise eski Turunç Çağı, Helenistik ve Roma dönemine ait el yapımı eşyalar vardır.
Ortahisar Kültür Merkezi
1954 yılında bir hotelken restore edilip müze haline getirilmiştir. 2002 senesinde hizmet vermeye başlamış, buradaki insanların veya yöre insanının geleneksel yaşam şekilleri heykelleştirilmiştir.
Pekmez yapımı, halı, kilim dokumacılığı, kız isteme, kına gecesi, gelin ve köy odası, kumaş baskı teknikleri canlandırılmıştır.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi
Kapadokya’nın Mustafapaşa bölgesinde bulunan yaklaşık 170 yıllık bir konaktır. ‘’Bebek Müzesi’’ adıyla da bilinen bu konaktaki bebeklerin tamamı el yapımıdır. Sergilenen bebekleri Sibel Radiye Kül, kendi elleriyle yapmış ve müzede ortalama 3000 bebek bulunmaktadır.
El yapımı bebekler, Türk tarihindeki destanlar, efsaneler gibi şeyleri konu alıyor. Müzeyi de diğer müzelerden ayıran en önemli özellik de budur.
Asmalı Konak
Kapadokya’da gezilecek müzeler arasında bir dizi müzesi de mevcut. Asmalı Konak dizisinin çekildiği yer olarak biliyoruz. Hatta dizinin ismi de bu konaktan gelir. Şu an müze olarak hizmet veren konakta dizinin çekildiği odalar, avlusu ve oyuncuların dizi esnasında giydiği kıyafetler vardır.
İsmi ne kadar Asmalı Konak olarak geçse de burası aslında bir Rum Evi, Old Greek House’tur. Sözü geçen konak 1887 senesinde inşa edilmiştir.