Eski bir Rum köyüdür. Antik dönemde Sinasos adıyla biliniyordu. 1924 yılına kadar yaklaşık 700’e yakın taş konağın bulunduğu bir yerdi. O dönemde burada yaşayanlar tıbbi ürünler ve şarap yapımıyla uğraşıyorlardı. Buradaki tüccarların da varlıklı Rumlar olduğu bilinmektedir. 1924 yılında yapılan mübadele sonunda köyde yaşayan Rumlar Yunanistan’a gönderilmiş, yerine de Türkler gelmiştir. Mustafapaşa’da ortalama 93 ev, 30 kilise ve şapel bulunmaktadır. Mustafapaşa’da gezilecek yerler, Kapadokya’nın diğer bölgelerindeki yerler kadar değerlidir.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi
Kapadokya’nın Mustafapaşa bölgesinde bulunan yaklaşık 170 yıllık bir konaktır. ‘’Bebek Müzesi’’ adıyla da bilinen bu konaktaki bebeklerin tamamı el yapımıdır. Sergilenen bebekleri Sibel Radiye Kül, kendi elleriyle yapmış ve müzede ortalama 3000 bebek bulunmaktadır.
El yapımı bebekler, Türk tarihindeki destanlar, efsaneler gibi şeyleri konu alıyor. Müzeyi de diğer müzelerden ayıran en önemli özellik de budur.
Mehmet Şakirpaşa Medresesi
Medrese olarak yapılan, sonraları da konak, kalı mağazası amacıyla kullanılan Mehmet Şakirpaşa Medresesi günümüzde meslek yüksekokulu olarak kullanılıyor. Mustafapaşa’nın en önemli Osmanlı eseridir ve 1900 yılında yapılmıştır. Binanın ön cephesinde mermerin üzerine yapılan Osmanlı tuğrası, 2. Abdülhamid’in tuğrasına benzemektedir.
Aziz Nikolas Manastırı
Peri Bacaları ve Üzüm Bağları arasında bulunan eşsiz güzellikteki bu manastırın yapım tarihi bilinmemektedir. Yuvarlak yapı kemeri altında ‘’Oayios Nikolaos’’ yani ‘’Aya Nikola’’ yazısı vardır.
Manastırın mutfağı, bir Peri Bacasına oyulmuştur. Kırk bir adet mezarı olan bir mezarlığa sahiptir aynı zamanda. Fakat ne yazık ki mezar taşlarının bir kısmı kırılmış, bundan yola çıkılarak yağmalanmış olduğu düşünülüyor.
Avluda yer alan sarmaşıklara dilek çaputları bağlandığı görülmekle birlikte bu dilek çaputlarının da eski Rumlar’dan kalma bir gelenek olması dikkat çekmektedir.
Aios Konstantinos ve Eleni Kilisesi
‘’Ben en mukaddes kraliyet ailesinin kilisesiyim; Konstantin ve Helena’nın 1. Sultan Ahmet zamanında inşa edildim. 1. Abdülmecid zamanında tezyin edildim ve meşhur Paisios Piskopos olduğunda Sinasos halkının gayretleri ve harcamalarıyla 1792 yılında tamamlandım. 1850’de onarıldım.’’ Kilisenin giriş kapısındaki yazıtta bu cümleler yazılıdır. 1729 senesinde inşa edilmiş, Sultan Ahmet ve Sultan Abdülmecit dönemlerinde de onarılmış, ne yazık ki zamanla kilisedeki çizimler solup yok olmuştur.
Aziz Vasillios Kilisesi
Ayios Vasilios veya Aya Vassilios da biliriz. Restorasyon çalışması yapılmadan önce bir harabe görünümündeydi. Kayadan oyulan kat kat bir manastır kilisesi diye biliniyor.
Post Bizans tarzında yapılmış tek kaya kilise olması en önemli özelliklerinden biridir. 19. Yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Kilisenin içine vadinin üst kısmında bulunan küçük bir odadan giriliyor. Duvarlarında madalyon içine yapılmış aziz ve havarilerin resimleri gözüküyor. Aziz Yuannis freski ise sadece bu kilisede bulunmaktadır.
Gomeda Vadisi
Mustafapaşa’da gezilecek yerler listesi başında Gomeda Vadisi geliyor aslında. Vadi ismini Gomeda Harabeleri’nden alıyor. Gomeda vadisinde ucu bucağı olmayan bir sürü tünel mevcut. Üstelik bu tünellerin iç kısımları zifiri karanlıktır. Söz konusu mağaralardan biri eski zamanlarda yağmur suları biriktirilen yer olarak kullanılıyordu, günümüzdeyse kavak ağaçları sulamak için kullanılıyor.
Gomeda Vadisi’nin ziyaretçi sayısı diğer vadilere göre daha azdır, bunun sebebi ise Gomeda Vadisi’nde diğer vadilerde çokça gördüğümüz Peri Bacalarına pek fazla denk gelinmediğinden kaynaklandığı fikri var.
Burada ortalama 600 hane vardır. 2 kilise, 1 yeraltı şehri de mevcuttur. Zamanında ise burada Rumlar yaşamıştır.
Rivayete göre Gomeda Vadisi perilerin uğrak yeriymiş. Aynı zamanda da iyilik ve kötülük savaşlarının muharebe alanıymış. Söylenene göre kötülük, savaşı kaybetmiş ve vadideki bir mağaranın derinliklerine inerek uzun bir uykuya dalmış. İyilik tamamen dünyadan silinip yok olunca uykudan uyanacakmış.
Vadinin mağaraları oldukça ürkütücüdür. Bundan dolayı da 2007 yılında Türk yönetmen Tan Tolga Demirci bu vadide bir korku filmi çekerek filmin adını da Gomeda yapmıştır.
Asmalı Konak
Asmalı Konak dizisinin çekildiği yerdir. Hatta dizinin ismi de bu konaktan gelir. Şu an müze olarak hizmet veren konakta dizinin çekildiği odalar, avlusu ve oyuncuların dizi esnasında giydiği kıyafetler var.
İsmi ne kadar Asmalı Konak olarak geçse de burası aslında bir Rum Evi, Old Greek House’tur. Sözü geçen konak 1887 senesinde inşa edilmiştir.
Tüm bu yerleri gezerken, dinlenme amacıyla MDC Hoteli tercih edebilirsin.