Turistlerin ilgi odağı olan Çavuşin köyünde hala yerel halk yaşamaktadır. Aynı zamanda Peri Bacaları, harabeler, kiliselere ev sahipliği yapıyor. Birçok yıkılmış harabe bulunmakla birlikte gezilmesi gereken önemli bölgedir.
Kapadokya’da MDC Hotel’de konaklayabilir, aşağıdaki yerleri de gezebilirsiniz.
Çavuşin Eski Cami
Sanılana göre caminin ilk imamı Hafız Derviş’ti. Çavuşin’de yer alan en eski ikinci camidir. 35 m²’lik bir alana sahip olan caminin kapasitesi bir müddet sonra yetersiz kalınca genişletilmiştir.
Selçuklu tarzına ait olan bir minareye sahiptir. 1958 yılında kapatılan cami, 2011 yılında restore edildikten sonra tekrar ziyaretçilere kapıları açılmıştır.
Kızılçukur Vadisi
Kapadokya’nın diğer bölgelerinde de olduğu gibi Çavuşin’de gezilecek yerler için de Kızılçukur Vadisi, diğer vadiler kadar önemlidir.
Bir diğer adıyla Kızıl Vadi’dir. Kızıl tüf kayalardan oluşur ve güneşin batışı sırasında da bu kızıllık daha koyu bir hale bürünerek kendisine hayran bırakır. Çok girinti ve çıkıntıya sahip olduğu için gezmesi biraz zor olabiliyor.
Gezi sırasında birkaç tünel ile karşılaşılmaktadır. Bu merak uyandırıcı tünellerin en uzunu ise yaklaşık 37 metreden oluşuyor.
Çavuşin Kilisesi
Bilindiği gibi Kapadokya’da birçok kilise mevcut. Çavuşin’de gezilecek yerler başlığında da en azından bir kilise olması gerek. Bundan dolayı da Çavuşin Kilisesini Çavuşin’de gezilecek yerler listesine eklemeden olmaz.
Hz. Muhammed doğmadan önce yapılmıştır. Kiliseye giriş için sağ ve sol kısımda bulunan iki adet merdiven kullanılıyor. Kiliseye girdiğiniz zaman içerisinde oturma bölümleri, vaftiz taşları olduğunu göreceksiniz. Duvarlarda ise birçok çizim vardır. Diğer bazı müzelerde de uygulanan boyalar zarar görmesin diye fotoğraf çekiminin yasak olması Çavuşin Kilisesi’nde de vardır.
Birçok kilisede bulunan mezarlık kısmı Çavuşin Kilisesi’nde de mevcuttur. Kiliseye gelenlerin rahatlıkla dua edebilmesi için ölen kişiler adına odacıklar oluşturulmuştur.
Vaftizci Yahya Kilisesi
Kiliseyi ortaya çıkaran, ön plana alan iki özelliği en eski kiliselerden bir olması ve en geniş hacme sahip olmasıdır.
Kilisenin ön cephesi ne yazık ki tamamen çökmüş durumdadır. Yapılan araştırmalar sonucunda kilisenin 5. Yüzyıla ait olduğu tespit edilmiştir.